Mersin Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kzıltan, gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kızıltan, "Geçtiğimiz günlerde açıklanan Yeni Ekonomi Programı –YEP özellikle üretimi, buna bağlı ihracatı ve üreten KOBİ’leri destekleme konularını öne çıkarması bakımından çok önemli ve doğru karar ve hedefleri içeriyor. Elbette bu hedeflere ulaşma strateji ve yöntemleri en az bu hedefler kadar önemli. Bu noktada iş dünyasının sesine kulak verileceğini düşünüyorum. Evet, gerçekten ekonomik anlamda son yılların en sıkıntılı günlerini yaşıyoruz. Ancak, bunu bir kriz ve felaket telalığına çevirmenin de bize hiçbir yararı yok. Sebebi her ne olursa olsun; iç veya dış, ulusal veya küresel, ekonomik veya siyasal… Bugününün konusu bunu tartışmak veya suçlu aranmak değil." dedi.
"Enflasyon ilk kez artmıyor, döviz ilk defa yükselmiyor"
Son dönemlerde yaşanan kur dalgalanmasıyla ilgi,li konuşan Ayhan Kızıltan şunları söyledi: "Evet, ekonomik anlamda ülke olarak bir yara aldık. Ya aldığımız yaranın acısıyla sadece bağırıp çağıracağız ya da bu yarayı iyileştirmenin, tedavi etmenin yollarını arayacağız. Sanırım akılcı olan ikincisi olacaktır. Sıkıntılarımız çok. Büyük veya küçük işletmeler fark etmez, herkes kendi büyüklüğüne göre bu sıkıntıyı yaşıyor. Ancak, bu sıkıntıları azaltacak ve sonunda yok edecek beceri ve imkanlarımız da var. Türk ekonomisi ilk kez sıkıntı yaşamıyor. Enflasyon ilk kez artmıyor, döviz ilk defa yükselmiyor. Biz buna benzer sorunları geçmişte çok yaşadık. Bu sefer hem siyaseten, siyasi istikrar anlamında o zamanlardan daha güçlüyüz; hem de Türk iş dünyasının tecrübeleri anlamında daha güçlüyüz. Evet, ciddi bir sorunlar köprüsünden geçiyoruz ama kamu ve iş dünyası tüm ülke dinamikleri olarak el birliği ve akılcı ortak çözümlerle bunları atlatacağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız. Gerçekçi bir şekilde, sorunları halı altına süpürmeden, siyaset yapmadan ama öte yanda felaket tellallığı da yapmadan ülkemize, milletimize moral vermek zorundayız."
Kızıltan açıklamasını şu şekilde sürdürdü
İlk adım üretmek…
Yeni Ekonomik Program bir hedef koydu. Yapılacak şey doğru yöntemlerle bu hedefe ulaşmak olacaktır. Tepeden değil, tabandan gelen gerçek çözümlere odaklanırsak, doğru yöntemler kendiliğinden ortaya çıkacaktır. İşin ilk adımı üretmek. Yerli üretime odaklanmak. Bunun bedelini gıda sıkıntısında ve fiyat artışlarında açıkça gördük. Elbette ithalat da ekonominin bir aracıdır ve uygun maliyetle alınacak şeyi ithal etmenin bir sakıncası yok. Ancak bunu yerli üretimi sıfırlamak derecesinde yapmak bize çok pahallıya patlar. Aynı şey sanayi üretimi için de geçerlidir. 2008 yılından beri dünya bir ekonomik krizi atlatmaya çalışıyor. Sosyal sonuçları ile -Arap Baharı gibi- böylesine uzun soluklu bir krize palyatif çözümlerle karşı koymak mümkün değil. Bu anlamda Yeni Ekonomi Programı’nda var olan tutarlı ve gerçekçi hedeflere yönelik bulunacak çözüm ve yöntemlerin de uzun soluklu ve kalıcı olması gerekiyor. Amaç kriz savmak değil kalıcı, uygulanabilir ve uzun soluklu stratejiler ortaya koymak olmalıdır.
Mersin KOBİ’lerini büyük sanayi işletmeleriyle buluşturacağız…
Bu çözümlerin makro ve mikro ayakları var. Makro olanlar kamunun, devletin atacağı adımlardır ve Yeni Ekonomi Programı’nda bir kısmı açıklanmıştır. Mikro olanlar ise kent ve bölge bazında iş dünyasının – Oda ve Borsalar gibi - kendi dinamikleri ile yerel yönetim ve Valilik iş birliğinde atılacak adımlardır. En basiti MTSO olarak bu hafta Mersin’de bulunan büyük sanayi kuruluşlarını ziyaret etmeye başladık. Bu büyük sanayi kuruluşları dışarıdan olağanüstü ürün ve hizmet alımı yapıyorlar. Amacımız bu büyük sanayi kuruluşlarının alımlarını Mersin firmalarından gerçekleştirmelerini sağlayarak yerel üretime destek olmaktır. Mersin’de büyük sanayi işletmeleri ile küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri arasında bir iletişimsizlik var. MTSO olarak yeniden bir köprü olmak istiyoruz. Kim ne üretiyor, kim ne talep ediyor bunun envanterini çıkartmak zorundayız. Arama Konferansları gibi ortak akıl toplantıları ile büyük sanayi işletmeleri ile Mersin KOBİ’lerini bir araya getireceğiz. Büyük sanayi kuruluşlarımız; KOBİ’lerin, yani küçük ve orta ölçekli sanayicilerin hem rol-modelidir hem de onlardan yapacakları alımlarla KOBİ’lerin üretimini tetikleyen kuruluşlardır. Küçük sanayi sitelerinde yer alan sanayicilerle orta ölçekli sanayiciler ise büyük sanayi kuruluşlarının en büyük destekçisidir. Amacımız Mersin özelinde, kentimizde var olan büyük sanayi kuruluşları ile küçük ve orta ölçekli sanayicileri bir araya getirmek ve bir birlerini daha iyi tanımalarını sağlamak olacaktır.
İstihdam, toplumsal huzur meselesidir…
İşte bu makro ve mikro çözümlerle bu sıkıntıların olumsuz sonuçlarını azaltacağımıza inanıyoruz. Mersin’de bulunan sanayi işletmeleri başta olmak üzere, ekonomik sorunları yaşayan bir çok işletmenin hala işçi çıkartmaması ve “buna bir süre daha dayanacağız, işleri yoluna koyacağız” ifadeleri Mersin iş dünyasının umudunu göstermektedir. İş dünyası bu bedeli öderken ve buna rağmen üretmeye, ihracata devam ederken, çalışanlarına sahip çıkarken, hiç kimsenin hiç bir amaçla felaket telalığı yaparak moralimizi bozmaya hakkı yoktur. Konuşan, çözüm için konuşsun. Unutulmaması gereken tek bir şey var. Türkiye ekonomisinin payandası üretmektir, ihracattır. Üretime, yerli üretime verilen her destek yerine gitmiş demektir. Üretmek istihdam demektir. İstihdam toplumsal huzur demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.