"MıIP'nin Kontrolsüz Tarifeleri Mersin’e ve Bölge İhracatına Zarar Veriyor"

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Mersin iş dünyasının sesi oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve ilgili bakanların katılımıyla düzenlenen TOBB Ekonomi Şurası’nda Mersin il ve ilçe Oda ve Borsaları adına söz alan Başkan Çakır, başta MIP’nin kontrolsüz tarifelerinin kente ve bölge ihracatına verdiği zarar olmak üzere birçok konuya değindi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) organize ettiği, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilgili Bakanlar ve Oda/Borsa Başkanlarının katılımıyla TOBB İkiz Kulelerde düzenlenen ‘TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’na katıldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun açılış konuşması sonrası Bakanların ülke ekonomisine ilişkin bilgilendirmeleriyle devam eden Şura, Oda ve Borsa başkanlarının kentleriyle ilgili beklentilerini dile getirmesiyle son buldu. Şurada söz alan Çakır, lojistikten sanayiye, tarımdan turizme kadar Mersin iş dünyasının birçok talebini dile getirdi. 

“Mersin Ana Konteyner Limanı hayata geçmeli”

Mersin’in bir liman kenti olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Çakır şunları söyledi: 

“Mevcut limanımızda, kapasite artırmaya yönelik yatırımlar yapılsa da, genişleme alanı ne yazık ki sınırlıdır. Bundan dolayı; Ulaştırma Bakanlığımızın, 2024-2030 yatırım planlarında geçen; Mersin Ana Konteyner Limanının, hem lojistik maliyetlerimiz için hem de Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki stratejik konumunun daha da güçlenmesi adına,  bir an önce hayata geçirilmesini beklemekteyiz. Ayrıca, bir tekel konumunda bulunan liman işletmesinin, ihracatçımızın küresel rekabet gücüne zarar veren, kontrolsüz tarifelerinin önüne geçilmesini istiyoruz.”

“Kızkalesi – Taşucu yolu da yatırım planına alınmalı”

Ardından tamamlanan Çukurova Uluslararası Havalimanı, Mersin – Adana ve Gaziantep arası Hızlı Tren Projesi, Çeşmeli-Kızkalesi Otoyol Projesine değinen Çakır, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti. Çeşmeli Kızkalesi Otoyol inşaatının hızla devam etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirip devamı olan, Kızkalesi- Taşucu etabının da, yatırım planına alınmasını halinde Mersin – Taşucu arasının tam bir ekonomi havzasına dönüşebileceğini söyledi. 

“Mersin üretmek isteyen bir kent”

Mersin’in sanayide de güçlü olup, üretmek isteyen bir kent olmasına rağmen sanayicinin yatırım yeri bulmakta zorlandığını hatırlatan Çakır, sadece yerel yönetimin gücünün yatırım arazisi oluşturmaya yetmediğini söyledi. Tarıma uygun olmayan arazilerin sanayi yatırımlarına tahsis edilmesini beklediklerini kaydeden Çakır, özellikle, küçük sanayi sitelerinin, kent dışına taşınması için, yeni araziler üretilmesine büyük ihtiyaç olduğunu aktardı. 

“Tarımsal üretimin devamı için kapalı basınçlı sulama sistemleri istiyoruz”

Çukurova Bölgesi’nde tarımsal suyun, rotasyonla verilmesinin üretimin önünde, ciddi bir engel oluşturduğunu vurgulayan Çakır, Pamukluk ve Çatalhan Barajlarına kapalı basınçlı sulama sistemlerinin kurulmasını talep ettiklerini söyledi. Cazibeyle çalışan ve hiçbir kamulaştırma ihtiyacı gerektirmeyen bu yatırımın bölge tarımında üretimin devam etmesi adına çok önemli olduğunu belirtti. 

“Alternatif ürün desenlerinin çalışılması Çukurova için stratejik bir konu”

İklim değişikliğine bağlı olarak başta narenciye olmak üzere bölgenin geleneksel tarım ürün deseninin verim ve rekabetinin risk altında olduğunu bildiren Çakır, Çukurova için stratejik bir konu olan alternatif ürün deseni çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti. 

“Mersin Tarsus Turizm Gelişme Bölgesi’nde yatırımlar başlamalı”

Bölgenin altyapısı tamamlanmasına, havalimanının hizmete girmiş olmasına rağmen 15 yıl önce tahsisleri tamamlanan Mersin Tarsus Turizm Gelişme Bölgesi’nde halen yatırımcının harekete geçmediğini hatırlatan Başkan Çakır, 15 yıllık bekleyişin artık bitmesini beklediklerini de söyledi. 

Çakır sözlerini Erdemli’de orman vasfını yitirmesi nedeniyle tarımsal üretim için kullanılan alanların hem devlet hem de çiftçileri koruyacak bir yolla çözülmesi beklentisini dile getirerek tamamladı.