Mersin'deki Çınar Ağacın Yaşı Belli

Yapılan araştırmada Çınar ağacın gerçek yaşı ortaya çıktı.

04 Eylül 2018 Salı, 09:56
G: 04.09.2018 - 10:04
Mersin'deki Çınar Ağacın Yaşı Belli
-

Gülnar İlçe Kaymakamı Ekrem GÜNGÖR’ ün talimatları ile Zeyne Pınarbaşı Çınar Ağacımızın yaşı tespit ettirildi.

Yapılan incelemede ağacın yaşı 720 yıl  civarı olarak tespit edildi.

Gülnar Belediye Başkan Ahmet Günel yaptığı açıklama da, "Konu ile ilgili konuşan Kaymakamımız ; Bu tarihi ağacın bugüne kadar yaşı hiç araştırılmamıştı , araştırılması için Orman işletme müdürlüğümüzce bir çalışma başlattık ve Orman bölge Müdürlüğü teknik ekiplerimiz yaşını tespit edip bize raporla belirtti, söz konusu ağacımızı koruma altına almak ve Anıt ağaç olarak tescil ettirmek istiyoruz, gerekli resmi yazışmaları en kısa zamanda başlatacağız. Orman İşletme Müdürlüğü daire amirlerimize destekleri için teşekkür ediyorum." dedi.
TEKNİK RAPOR:
KONU: Mersin Orman Bölge Müdürlüğü, Orman İdaresi ve Planlama Şube Müdürlüğü’nün 25.06.2018 tarih ve 10878979-105.99-E.1358627 sayılı yazısı ile Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğünün 27.06.2018 tarihli emirleri ile Gülnar İlçesi, Zeyne mahallesi- Pınarbaşı mevkii suyun kaynağınde yer alan anıt ağaç olarak tesciline karar verilecek olan Doğu Çınarı (Platanus orientalis) ilgili olarak Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne yapılan ve söz konusu anıt ağacının Envanter Karnesi ve Değerlendirme Formlarının doldurulmasıdır.
İNCELEME:
Bahse konu Doğu Çınarı ağacı ile ilgili 12.07.2018 tarihinde arazide tarafımdan yapılan incelemeler sonucunda;
1. Ağacın boyu 18,80 metre olduğu,
2. Tepe çapının Güney-Kuzey yönünde= 43,00 metre, Doğu-Batı yönünde=31,5 metre
çapa sahip olduğu,
3. 1,30 metre yüksekliğindeki çap kabuk kalınlığının 22-28 mm arasında değiştiği,
ortalama 25 mm olduğu,
4. Ağaç dip çapının çevresinin 20 m olduğu, 1,30 metre yüksekliğindeki çapın
çevresinin 16 m olduğu,
5. 1,30 metre yüksekliğindeki çapın 1600/3,14=509,55 cm kabuklu çapa sahip olduğu,
1,30 metre yüksekliğindeki kabuklu yarıçapın ise 254,78 cm olduğu, 1,30 metre
yüksekliğindeki kabuksuz yarıçapın ise 254,78-2,5=252,28 cm olduğu,
6. 1,30 çap yüksekliğinden artım burgusu ile alınan 15 cm’lik kalemde mikroskop altında 42 yıllık halkanın tespit edildiği, 252,28 cm’lik 1,30 çap yüksekliğindeki
ağacın toplam yaşın yaklaşık 700-720 yıl olarak tespit edilmiştir.
TARİHİ BİLGİ:
Semerkand doğumlu olan Şeyh Ali, 15. yüzyıl başlarında Anadolu’ya göç eden âlim ve mutasavvıflardan biridir. Timur’un Anadolu istilasını takip eden yıllarda, Karamanoğulları hâkimiyetindeki Lârende’ye gelmiş; sonra İçel topraklarında Zeyne kasabasına yerleşmiştir. Vefatından sonra burada adına yapılan türbe ve zaviye, Osmanlı asırları boyunca faal kalmıştır. İşte bu çalışmada, Şeyh Ali Semerkandî’nin menkıbevî hayat hikâyesi ve Acem’den Rum’a gelişi ele alınmıştır. Ayrıca onun neslinden İçel’de kimlerin mevcut olduğu meselesi, Osmanlı dönemi tahrir defterlerindeki kayıtlardan hareketle incelenmiştir. Bu kayıtlarda sıklıkla zikredilen Zeyne-oğulları ile Semerkandî arasında bir irtibat kurulmaya çalışılmıştır.
Şeyh Ali Semerkand’da doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babası Yahya, Şirvan’da doğmuş, Hazreti Peygamberin sülalesinden, sadattan imiş. Tarikat ilimlerini bitirdikten sonra Semerkand’a gelmiş, burada evlenmiştir. Aliyy-i Semerkandi 12 yaşındayken annesi ölmüş. Daha çocuk yaşlarda çok zeki birisi olduğu,12 yaşında Kur’anı on iki usule göre okuyup, tevsir edebiliyor ve akıl ilimlerinde de büyük maharete sahip olduğu görülüyormuş. 20 yaşındayken babası onu Kabe’ye götürmüş, birlikte haç etmişler. Aliyy-i Semarkandi Kabe’de kalmış. Çeşitli kabilelerin lehçelerini, Arab Lügatı’nın fasihini, fasih olmayanını, kullanılan kelimeleri öğrenmiş.
Zeyne beldesi’ndeki türbede; Şeyh Seyyid Alaeddin Ali Semerkandi, zatın l. Eşi Rukiye türbedarlarına ait dört mezar, müritlerine ait 2 mezar oğlu Zeynelabine ait bir mezar, sır katibi Şeyh Mahmut’a ait bir mezar, zatın kızına ait mezar ve zatın 2. Eşi Cin Padişahı’nın kızına ait mezar vardır. Türbe, kesin olmamakla beraber Karamanoğlu Türk Beyliği döneminde yapılmıştır. Türbenin üzeri ahşap bir çatı ile kaplıdır. Altıgen piramidal çatı ile kaplı olan kesim sadece zata ait olan kesimdir. Duvarları taştandır. Müştemilatında bir Mescit vardır. Burası çeşitli yaraların tedavisi, hastalıklardan kurtulmak, dileklerde bulunmak için ziyaret edilir. Ayrıca sadece bu zatın manevi büyüklüğünden feyz almak için ziyaret edenler vardır. Bu zatın uzun süre bu yörede çobanlık yaptığı, çevresini irşat edip talebe okuttuğu, susuzluk çeken bölgeye asası ile su çıkardığı rivayet edilir. Türbenin bakımını Zeyne belediyesi yapmaktadır.
Şeyh Aliyy-i Semerkandi’nin Rum’dan yana attığı yeşil asa Pınarbaşı’na, pınarın bulunduğu yere düşmüştür. Bu nedenle Halk buraya Şeyh Ali, Şeyh Zeynel Abidin Pınarı diyor. Şimdiki adı da Pınarbaşı’dır. Zeynel Abidin, Aliyy-i Semerkandi’nin oğludur. Burada yaşları 5-6 asrı bulan beş çınar ağacından zaman içinde biri yanmış olsa da, dördü şimdi de ayaktadır. Çınarlardan birisinin çevresi 22,5m., bir diğerinin çevresi 9,2m. dir. Kaç tane değirmeni birlikte döndürecek büyüklükteki pınarın üstüne, çınar ağacı, kıskançlıktan dolayı bağdaş kurup oturmuş gibidir.
Temmuzda karpuzu çatlatan, eli donduran billur suyu, çınar sanki yalnız kendi içine akıtmak ister gibi kapsamıştır. Fakat çınar, pınardaki o dirilik, zindelik iksirini zaptedemiyor. Su köklerin altından kaynayıp fışkırıyor. Çınar, sanki doğal ömrünü tamamladıktan sonra bile pınarı başkasına bırakmak istemiyor. Boşalan göbeği içinde yetiştirdiği yavru şimdiden 100 yaşını doldurmuşa benziyor.
İkinci çınarın köklerinden de sular fışkırıyor. İkisi birlikte küçük bir ırmak oluşturarak bahçelerin, tarlaların arasından billur gibi Göksu Nehri’ne akıyor. Yerli ve yabancılar çınarların altında, buz gibi suyun başında dinlenmek ve sakinleşmek için sık sık Pınarbaşı’nı ziyaret ediyorlar. Ayrıca burada piknik yeri, lokanta, çay bahçesi de bulunmaktadır.
Şeyh Ali Semerkandî’nin vefatından sonra, Zeyne kasabasındaki mekânı bir
zaviye olarak faaliyet göstermeye devam etmiştir. Bunu Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait bir Vakıf Defteri’nde açıkça görmek mümkündür.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
SON DAKİKA
Mersin'de Vekil İmam-Hatip/Müezzin Kayyım Sınavı Yapıldı
TARSUS'TA ÖĞRETMENLER GÜNÜ ŞİİR VE MÜZİK DİNLETİSİ
BAŞKAN ÖZBAYDAN, MÜDÜR DURMUŞ'A ZİYARET
KAYMAKAM AVCI'DAN İSTİŞARE TOPLANTISI
TTB BAŞKANI TEKE, ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE DERS VERDİ
Mersin Hava Durumu; Akdeniz, Yenişehir, Toroslar, Mezitli, Gülnar, Erdemli, Aydıncık, Anamur, Çamlıyayla, Mut, Bozyazı, Silifke ve Tarsus Hava Durumu
MÜDÜR DURMUŞ, ERKEKLER BASKETBOL TURNUVASI MÜSABAKALARINA KATILDI
TARSUS'TA EHL-İ BEYT SEVGİSİ KONFERANSI
TSO MECLİS BAŞKANI YAĞCI, TARSUS İLÇE EMNİYET MÜDÜR ŞAHİN'E ZİYARET
Silvikültürel Uygulamalar Hizmetiçi Eğitim Semineri Başladı

Mersin Haber ,Mersin