Sağlık turizmi için Kore örneğini incelemekte olan sektör temsilcileri, Medikal OSB için ise dernekleşme çalışmalarını tamamladı.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı Hakan Dindar, takip ettikleri projeler hakkında bilgi verdi. Komite bünyesinde farklı alanlarda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin yer aldığını hatırlatan Dindar, ilk olarak bu sektörleri küçük gruplar halinde toplayıp sorunlarını dinlediklerini anlattı. Medikal malzeme satışı yapan üyelerle iki kez toplanıp sorunları tespit ettiklerini dile getiren Dindar, “Bu toplantıda Medikalciler Derneği MEMDER’in yeniden etkin hale getirilmesi adına destek kararı alındı. Ardından derneğin kuruluşu tazelendi, yeni yönetimiyle, yeni tüzüğüyle faaliyetine başladı” dedi. Bir sonraki grup toplantısını diş hekimleriyle yapacaklarını ifade eden Dindar, toplantıların önümüzdeki dönemde de süreceğini söyledi.
“Sağlık turizmi konusunda üyeleri bilgilendirdik”
İkinci önceliği sağlık turizmine verdiklerini anlatan Hakan Dindar, bu alanda yürüttükleri çalışmaları ise şöyle özetledi:
“Bu alanda bir toplantı yaptık. Turizm acentelerini ve sağlık sektör temsilcilerini bir araya getirip turizmciler için akreditasyon süreçleri, sağlıkçılar için de aranan kriterleri anlattık. İkinci aşamada Nisan ayı ortalarına doğru Kore’ye giderek konuyla ilgili oradaki bir sağlık köyünü ziyaret edip incelemelerde bulunacağız. İşleyiş hakkında bilgi alıp Mersin’e nasıl entegre edebileceğimizi araştıracağız.”
Dünya nüfusunun ve yaşam kalitesinin yükseldiğini dile getiren Dindar, birçok ülkede buna paralel tedavi maliyetlerinin de arttığını söyledi. Bu ülkelerdeki kişilerin daha kaliteli ama daha ekonomik şartlarla hizmet veren ülkelere yönelmesiyle de sağlık turizmi kavramının oluştuğunu belirten Dindar, “İnsanlar artık sağlıkta yüksek teknolojiye uygun maliyetlerle ulaşmak istiyor. Tedavi olmanın yanı sıra gittiği ülkeyi gezmek, farklı kültürleri tanımak istiyor” dedi. Bu noktadan hareketle özellikle Ortadoğu, Asya ve Afrika’da yaşayan zengin halkın Amerika ve AB ülkelerini tercih ettiğini dile getiren Dindar şunları söyledi:
“Ancak 11 Eylül saldırıları sonrasında özellikle Ortadoğu’daki Müslümanlar için ABD ve AB vizeleri zorlaştı. Ortadoğu ülkeleri Türkiye ile ticaret yapmasına rağmen sağlık alanında kendimizi iyi tanıtamamış olmamız nedeniyle sağlık turizmi denildiğinde akıllarına gelmiyorduk. Bugün bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. Ortadoğu’ya kendimizi iyi anlatmalıyız. Bu bölgede sigorta sisteminden ziyade vatandaşı ikna etmek önem taşıyor. Bu nedenle tanıtım ve pazarlama çalışmalarının artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda şehrimizin tanıtımı ve pazarlamasını yürütmek için Odamız çatısı altında ortak bir çalışma grubu oluşturarak hedef bölgedeki medya araçlarını aktif kullanmamız gerektiğine inanıyoruz.”
Mersin’in Ortadoğulular tarafından tanınıyor olmasının avantajını stratejik eylem planlarıyla fırsata çevirmek gerektiğini vurgulayan Dindar, Mersin’in entelektüel altyapısı, modern tedavi merkezleri, lojistik yakınlığı, iklimi ve tarihi dokusu ile Ortadoğu ve Asya ülkelerinin dikkatini çeken bir cazibe merkezine dönüştürülebileceğini söyledi. Dindar, “Bu noktadan hareketle MTSO olarak Mersin’i sağlık turizminde marka kente dönüştürebilmek için sektörü bu turizm türünü yapabilecek altyapıya sahip hale getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.
“Medikal OSB çalışmalarımız sürüyor”
Üzerinde durdukları bir diğer konunun Medikal Organize Sanayi Bölgesi olduğunu kaydeden Hakan Dindar, bu alanda da lobi faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti. Konuyla ilgili araştırmalar yaptıklarını ve hedefe ulaşmak için ilk adımda küme kurulması gerektiğini bildiren Dindar, “Bu nedenle Adana ve Mersin’deki tıbbi malzeme üreticileriyle Çukurova Tıbbı Malzemeciler Derneği kurma çalışmalarına başladık. Tüzüğünü hazırladık, kurucu üyeler belirlendi ve Nisan ayında da kurulumunu tamamlamayı hedefliyoruz. Böylece OSB kurabilmenin ilk adımını tamamlamış olacağız” dedi.
Bu derneğin ilk çalışmasının Mayıs ayında geniş katılımlı bir toplantı düzenlemek olacağını anlatan Dindar şu bilgileri paylaştı:
“Çukurova Tıbbi Malzemeciler Derneği olarak Mayıs ayında Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu, İl Sağlık Müdürlüğü, TÜBİTAK; KOSGEB, Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Teknopark, Mersin Şehir Hastanesi temsilcilerinin de yer aldığı çoklu katılımlı bir toplantı planlıyoruz. Bu toplantıyı düzenlemedeki amacımız böyle bir OSB kurulumunda devlet katkıları neler olabilir, üniversiteler, teknoparklar ne şekilde destek verebilir öğrenmek.”
“Mersin, yatırım için önemli avantajlara sahip”
Mersin’in medikal yatırımcıları için önemli avantajlara sahip olduğuna dikkat çeken Hakan Dindar, “Planladığımız OSB’de ihracatçıları ve üretici firmaları toplamak istiyoruz. Mersin stratejik bir konumda olduğu için yalnızca yerli değil, yabancı yatırımcıları da getirebileceğimize inanıyoruz” dedi. Mersin Limanı’nın Avrupa ile Çin arasında kurgulanan İpekyolu Projesi üzerinde önemli bir çıkış noktası olduğunu kaydeden Dindar, “Mersin, Akdeniz çanağında Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Avrupa’nın bazı limanlarına bir günlük mesafede. Lojistik avantajı çok yüksek. Uzak bölgelerdeki ülkeler bu avantajdan yararlanmak adına yatırım düşünüyor. Bunun için Çin Kalkınma Ajansı ile Çin’den bu alana yatırım yapmak isteyebilecek yatırımcıların bulunup bulunmadığını öğrenmek istedik. Belli bir sayı var mıdır diye veri talep ettik. Onların da bu konuda çalışmaları olduğunu öğrendik. Konuyla ilgili araştırma yapıp bize dönecekler” diye konuştu.
Ortadoğu’da yaptıkları araştırmalarda da Mersin’e özellikle bioteknoloji üzerine yatırım yapmak isteyebilecek firmalar olduğunu gördüklerini belirten Dindar, Ortadoğu ve Uzakdoğu’dan yatırımcı arayışlarını sürdürdüklerini söyledi.
“Zaruri ürünlerdeki KDV oranları gözden geçirilmeli”
Projelerin yanı sıra sektör sorunlarına da değinen Hakan Dindar, medikal sektörünün en ciddi sorununun şu dönemde döviz kurları olduğunu dile getirerek, “Bu alanda yüzde 95 dışa bağımlıyız. Bu dönemde yüksek fiyatlar nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz” dedi.
Fiyatları artıran diğer bir unsur olarak KDV oranlarını gösteren Hakan Dindar, özellikle zaruri olan malzemelerde KDV’nin sıfırlanmasının tüketiciler açısından büyük bir rahatlama getireceğine dikkat çekti. Bu uygulamanın doğrudan yüzde 18’lik indirim anlamına geleceğini ifade eden Dindar, girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak ürün fiyatlarının yeterince arttığını buna bir de KDV eklenmesi ile birlikte tüketicinin de ciddi sıkıntı yaşadığını belirtti.
Birçok zaruri üründe KDV’nin sıfır olduğunu hatırlatan Dindar, “Örneğin tekerlikli sandalyede sıfır, ancak hasta bezinde yüzde 18 KDV uygulanıyor. Oysa bu da çok sık tüketilen bir sarf malzemesi ve kesinlikle zaruri bir ihtiyaç. Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle bu üründe KDV’nin sıfırlanması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.