‘Bakteri’ deyince pek çoğumuzun aklına hastalık yapıcı etkisi gelse de, sağlık dostu bakteriler de var. Üstelik son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar bu bakterilerin birçok hastalıktan korunmada ve tedavide etkili olduklarını ortaya koyuyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Rahmi Tuna Tekin, yararlı bakterilerin sayısını artırmak için çocukluktan itibaren probiyotik besinlerle tanışmak gerektiğini belirterek, yoğurt ve kefir başta olmak üzere probiyotikten zengin besinler tüketilmesinin önemli olduğunu söylüyor. Dr. Rahmi Turan Tekin, probiyotiklerin sağlığımızdaki rolünü anlattı, anne babalara önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Yunanca bir terim olan probiyotik ‘yaşam için’ anlamına geliyor. Bilim adamlarının son 100 yıldır ilgi alanı haline gelmiş olan, buna karşın son 10 yıldır araştırmaların hız kazandığı probiyotikler, bağırsaklarımızda yaşayan ve bağışıklığı güçlendiren canlı mikroorganizmalar.
Bu bakteriler ile kendi hücrelerimiz iletişim halinde beraber yaşıyorlar ve bağışıklık sistemimizi programlıyorlar. Mikrobiyal içerikte bozulma olması; diyabetten iltihabi bağırsak hastalığına, alerjiden romatizmal hastalıklar ve kansere dek birçok hastalığa yol açabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Rahmi Tuna Tekin “Günümüzde birçok hastalıktan korunmada ve tedavide artık probiyotiklerin yeri olduğu kanıtlanmış durumda. Günlük diyetimize doğal probiyotik ürünleri eklemeliyiz. Özellikle mide ve bağırsak sistemi hastalıklarında, ishal süresini ve gaita sayısını azalttığı, hastanede yatış gün sayısını kısalttığı biliniyor. Antibiyotik yazdığımız her 100 hastanın 10 ile 40’ı arasında ishale rastlıyoruz. Probiyotikler, antibiyotik ile beraber alındığında kısa dönemde ishal gelişimini de azaltıyor” diyor.
Çocuğunuzu probiyotik besinlerle tanıştırın
Son 10 yılda yapılan çalışmalara göre, dost bakterilerle tanışmamız anne karnında başlıyor. Annenin yararlı bakteri sayısı ve çeşitliliği doğrultusunda çocuklar bu bakterilere sahip oluyor. Ardından normal doğumla, çocuğun annesinden aldığı yararlı bakteriler sayesinde birçok hastalıktan korunabildiğini belirten Dr. Rahmi Tuna Tekin, bu nedenle tıbbi zorunluluk olmadığı sürece sezaryen yerine normal doğumun tercih edilmesini önererek “Bebeğin doğum sırasında doğum eyleminin başlamış olup olmadığı hatta doğduğu hastanenin bile çocuk mikrobiyotası üzerine etkisi mevcuttur. Öte yandan her damlası altın mahiyetinde olan anne sütü ile de bebeklerimize bu yararlı bakterileri vermeye devam etmek gerektiyor” diyor.
Gereksiz antibiyotik tüketimi dost bakterileri öldürüyor
Gereksiz antibiyotik kullanımının yararlı bakterileri öldürdüğünü, özellikle 0-9 yaş arası antibiyotik kullanımında ve sezaryende ülkemizin Avrupa ülkeleri içinde önde geldiğini belirten Dr. Rahmi Tuna Tekin “Probiyotikler uzun dönemde antibiyotiğin öldürdüğü yararlı bakterileri tekrar kazanmamızda yardımcı oluyor. Modern insanın vücudunda atalarımıza göre yüzde 30 kadar yararlı bakteride kayıp olduğu biliniyor. Her canlı gibi yararlı bakterilerimiz de ölmekte ve tükenmekte olduğundan, mikrobiyotamızı zenginleştirmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Başta kefir, yoğurt gibi probiyotik içeren doğal ürünleri hem kendimiz tüketmeli hem çocuğumuza düzenli vermeliyiz. Hekimlerin tedavi için kullandığı, reçete ettiği probiyotik ürünler ise içinde belirli bir sayıda bakteri barındıran, ağızdan alındığında bağırsaklara kadar ölmeden taşınabilen, bilimsel olarak yararı kanıtlanmış ürünlerdir. Ancak hekim önerisiyle kullanılması gerekir” diyor. Dr. Rahmi Tuna Tekin, henüz yolun çok başında olunan probiyotikler konusuna yönelik araştırmaların hızla sürdüğünü söylüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.