
TARSUS’UN KÜÇÜK DEV ADAMI
GİDELİ TAM BİR YIL OLDU!
..
Ona herkes “Küçük Dev adam” derdi.
O küçük Dev adam ki, bizim “Fethi amcamızdı”..
“Fethi Babamızdı”
O da her fani gibi doğdu, büyüdü, pamuk tarlalarında ailesiyle
kaldığı gecelerde domuzların saldırısına uğradı. Hastalandı,
ölümlerden döndü ve Tarsus’un basın camiasında “Fethi Babası “ oldu.
Oysa ilkokulu bile okumamıştı. Berberlikten sonra matbaaya çırak
verdiklerinde okuma yazma bile bilmiyordu.
Buna rağmen çevresinden yazı yazmayı öğrendi. Tarsus Matbasında
çalıştı. Gün gazetesinin muhabirliğini yaptı, Gün kapandı Günaydın
oldu. O da Günaydın gazetesinin Tarsus muhabirliğine devam etti..
Kendisini öyle geliştirdi ki.. İlkokul diploması bile yokken koskoca
Hürriyet gazetesinin muhabirliğini aldı.
Yine diploması yok iken TRT gibi dev bir basın kurumu ona Tarsus
muhabirliğini teklif etti.
“Aga benim ilkokul diplomam bile yok” dediğinde ise Halk Eğitimi
Merkezinin ilkokulu dışardan bitirme ve okuma yazma kurslarına
katılarak diploma aldı. Bu diploma ile şimdilerde 5 üniversite
bitirenlerin bile giremediği TRT kurumuna Tarsus muhabiri olarak
girdi. İşte Fethi baba, böylesine başarılı ve tecrübeli, bilgili,
haberin kaynağı bir muhabirdi. Bu başarısı ona Hürriyet ve TRT gibi
kurumlarda muhabirlik yapmayı sağladı.
Yıllarca başkalarının çıkardığı gazetelerde muhabirlik, ser
mürettiplik yaptı. Eski dizgi denilen tipoculukta sayfalar bağladı,
kumpasla yazılar dizdi. En güzel birinci sayfa mizanpajlarını yaptı.
Tarsus eski belediye başkanlarından Kemal Tursunbay’ın 1981 yılına
kadar yayınladığı eski “TARSUS” gazetesinde çok emeği vardır. Bu
gazete kapanana kadar çalıştı. O yıllarda kurulan Tarsus Ekspres’in
matbaa bölümünün de kurulmasında ve ilk yıl yayınlarında büyük emeği
geçmiştir. Gazetede uzun yıllar köşe yazarlığını yapmıştır.
Kendisi gibi oğullarından İlhan Çevikaslan, Erdal Çevikaslan, Numan
Çevikaslan, Ercan Çevikaslan, Ertan Çevikaslan da gazetecilik ve
matbaacılık sektöründe yer aldılar. Yani bir nevi baba mesleğini seçip
ona destek oldular.
İlk gazetelerini 1985 yılında “Tarsus’un Sesi” adı altında yayınlamaya
başladılar. Bende 1986 yılında askerden geldiğimde kendileriyle olan
iyi ilişkilerimden dolayı gazetede birlikte çalışma teklifi
getirdiler. Böylece 1986 yılından 1991 yılına kadar aynı gazetede
çalışma fırsatımız oldu.
Daha sonra gazete maddi sıkıntı içine girince kapatmak yerine
işadamları Yakup Yarbay ile Sedat Özsu’ya devrettiler. Fethi amca,
Tarsus’un Sesi gazetesi ismini o kadar çok seviyordu ki, gazetenin
yaşaması için 2000 yılına kadar desteği sürdü.
Öyleki, bu gazeteden sonra oğulları İlhan Çevikaslan ve Erdal
Çevikaslan’la Günışığı, Hürsöz, Son Nokta gibi gazeteleri
yayınladılar.
Kendisi bu arada Hürriyet gazetesinin muhabirliğini 2000 yılına kadar
başarıyla sürdürdü. Mesleğinde bir değil, iki kez emekli olduktan
sonra Hürriyet gazetesi muhabirliğine son noktayı koydu. Ancak yerel
basında yazıları 2010 yılına kadar devam etti.
Kendisi ile ilgili mesleki ve insani olarak çok anılarımız oldu.
Bunları unutmamız mümkün değil. Ayrıca kendisinin anlatımlarından
İbrahim Tatlıses’in ve Müslüm Gürses’in Tarsus’ta çalıştığı dönemlerde
haberlerini yaptığını ve onların şöhrete kavuşmasında Fethi
babamızında büyük katkıları olduğunu öğrenmiştik. Ama bu iki ünlü
sanatçıdan ne yazık ki hastalığı ve sıkıntılı dönemlerinde bir destek
göremedi. En büyük üzüntüsü ise ünlü olmalarında emeği olan
sanatçıların kendisini unutmasıydı. Bu konuda ileride bir yazım daha
olacak.
O Fethi baba ki, hayatı hep dürüst olmakla, çocuklarına helal kazanç
temin etmekle geçti.
Ve her fani gibi Fethi Babayı da günü gelince, vadesi dolunca yüce
yaradana iade ettik. Hayata gözlerini yumduğunda 83 yaşındaydı..
Fethi Çevikaslan’ı 2014 yılının 13 Kasım’ında kaybettik. 14 Kasım
tarihinde toprağa verdik.
Yani bugün aramızdan ayrılalı tam bir yıl olmuş..
Fethi baba için bugüne kadar kötü diyen birine rastlamadım.
Hayatımızda duyacağımız en güzel sözlerden birisi “İyi insandı, Allah
rahmet eylesin” sözü olsa gerek.
Hani cenaze namazlarında namazı kıldıran imam sorar ya? “Merhumu
nasıl bilirdiniz” diye. Cemaatte usulen “İyi bilirdik” diye cevap
verir. Aynı soruyu cenaze namazını kıldıran İmam Fethi amca için
sorduğunda içimizden gelerek ve ciddi anlamda, doğdoğru olarak “İyi
bilirdik” diye cevap verdik.
Ustamız, ağabeyimiz, babamız, abimiz, dedemiz diye çeşitli dillerde
hitabettiğimiz Fethi amcamızın kendisi de zaten herkese “AGA” diye
hitabederdi. Yani onda hiçbir zaman büyüklük yoktu. O büyükle büyük,
küçükle küçük olmasını bilen, mütevazi bir yaşam süren biriydi. O
yüzden adını “Küçük Dev Adam” diye koymuştuk.
O bizim gözümüzde “Küçük Dev Adam” olarak kalmasına rağmen
hafızalarımızda hergün büyüyen ve unutulmayan bir gazeteci olarak
kalacaktır.
Tekrar Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun Fethi Baba.. Seni
unutmadı, unutmayacağız..
Yakup Boncuk – Tarsus. Tel. 0533 3248800
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.