Demirtaş AKP yandaşı olmayanlar devletin sadece zulüm yüzünü görüyorlar

Bilgi: Instagram'da @mersinhaber'i takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti yandaşlarının devletin her türlü nimetinden faydalandığını belirterek AK Parti yandaşı olmayanların devletin sadece zulüm yüzünü görüyor olduğunu söyledi. Başbakanın mezar kazıcı olarak seçilmediğine dikkat çeken Demirtaş, "Ülkenin sorunlarını çözmek üzere oy aldı seçmenden ve görevi odur. Onun işi mezar kazmak, gençleri hendeğe gömmek değildir. O hendeklerin kapanması için gençlerle gerekirse diyalog kurmaktır. Kürt sorunu konusunda yeniden müzakereye dönmektir. Bu konuda çok cesaretsiz, basiretsiz bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu yaklaşımla hükümet sorunları çözmek yerine büyümesine yol açar." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çağdaş Esnaf ve Sanayici İşveren Derneği heyetini Meclis HDP Grup Yönetim Toplantı Salonunda kabul etti. Çağdaş Esnaf ve Sanayici İşveren Derneği Kurucu Genel Başkanı Hasan Hüseyin Türkeş, ziyaretlerinin amaçlarını anlattı. Sağlık durumun iyi olduğunu, boğazında halen dikiş olmasına rağmen konuşmaya başladığını dile getiren Demirtaş, mesaisine başladığını ifade etti. Demokrasi, barış ve ekonomiyi birlikte düşünebilen, aynı başlık altında tartışabilen işverenlerin Türkiye için bir şans olduğunu dile getiren Demirtaş, barışın, ekonominin, demokrasinin birbirinden ayrılmaz konular olduğunu bilmenin ve bunun için çaba sarfetmenin herkesin boynunun borcu olduğunu ifade etti.

'40 MİLYONLUK KÜRT HALKININ ORTADOĞU'DA DEVLETİ YOK'

"Kürt halkı şunu iyi biliyor, Tahir'i öldüren şey devlet değil devletsizlikti." açıklamasındaki amacın sorulması üzerine Demirtaş, "Birincisi Ortadoğu'da Kürtlerin bir devleti yok. Örneğin Arapların 22 devleti var ama 40 milyonluk Kürt halkının Ortadoğu'da devleti yok ve hiçbir devlette Suriye, İran, Irak, Türkiye tam olarak Kürtlerin devleti olarak davranmıyor. İkincisi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bütün yurttaşların ortak devleti olarak davranmıyor. İktidara gelen parti, devleti kendi malı mülkü olarak görüyor; geri kalan bütün yurttaşları, muhalif kesimleri devletin düşmanı olarak, vatanın haini olarak tanımlıyor. Dolayısıyla herkesin devleti haline gelmiyor. Geçmişte de böyleydi. 13-14 yıllık AKP iktidarında da biz bunu gördük. Her ne kadar devlet herkese eşit davranıyor deseler de, durum hiçte öyle değil. AKP yandaşları devletin her türlü nimetinden faydalanırken; AKP yandaşı olmayanlar devletin sadece zulüm yüzünü görüyorlar. Tahir Elçi, arkasında bir devlet olan baro başkanı olsaydı ya öldürülmezdi yada öldürülse en azından aynı saatlerde arkasından oh olsun açıklamaları yapılmazdı. Bu iki anlamda da kullandım bunu." dedi.

'TAHİR BEYİ ÖLDÜREN KURŞUN BİR POLİS SİLAHINDAN ÇIKTIĞI ASLINDA KESİN'

Hala olay yeri incelemesinin yapılmamasıyla ilgili bir soruya ise Demirtaş, "Bunun sorumluluğu bizde değil tabi ki. Diyarbakır'ın en işlek yerlerinden biri orası. İki üç gündür devlet orada, kamu güvenliği yok. Adı altında olay yeri incelemesi yapamıyor. Bunun sorumluluğu hükümettedir. Oranın güvenliğini sağlama sorumluluğu hükümettedir. Orası öyle inceleme yapılmayacak yer değil, rahatlıkla yapılabilirdi. Neden patlayan silahlar gerekçe gösteriliyor, bilmiyorum. Bizim edindiğimiz bilgi, incelemeye yönelik bir saldırı olmamış, sadece silah sesleri duyulmuş ve güvenlik güçleri 'orayı terk etmemiz lazım' diyerek savcıları alıp götürmüşler. İnceleme heyetine dönük bir saldırından söz edilmiyor. Fakat üç gün sonra yapılacak olay yeri incelemesinden ne çıkar, onu da kestirmek zor. Mermi çekirdeği bulunmuş olsaydı, ilk saatlerde bunu yapmak çok mümkündü, faile ulaşmak çok kolay olacaktı. Mermi çekirdeği olmadığı müddetçe de bunu tam olarak kimin ateş ettiğini bulmak zor olacak. Ama şu da bizim açımızdan nettir: O dakikada o sokakta ve o bölgede Tahir Beyin bulunduğu alanda polisler dışında ateş eden hiç kimse yoktur. Dolayısıyla Tahir beyi öldüren kurşun, bir polis silahından çıktığı aslında kesin ama hangisinin silahından ve hangi amaçla çıktığı ancak yetkili ve adil bir soruşturma ile ortaya çıkarılabilir." karşılığını verdi.

'NÜFUSUN YARISINDAN FAZLASI HEDEF HALİNDE'

Kendisine yönelik suikast iddialarıyla ilgili bir soruya da Demirtaş, Türkiye'de hükümet yanlısı değilseniz doğrudan devletin düşmanı ve vatanın haini olarak etkilendirilip linç ettirildiğini ifade etti. Bunu hükümet yanlısı medyanın, Başbakanın, hükümet sözcüsünün yaptığını dile getiren Demirtaş, açık hedef haline gelindiğine dikkat çekti. Tahir Elçi hakkında yandaş medya tarafından atılan başlıkları hatırlatan Demirtaş, Elçi'nin öldürülmesinin ardından hükümetin neredeyse kendilerini suçlar boyuta geldiğini ifade etti.

Cenazeye katılıp konuşma yapmanın bile hedef gösterildiğini dile getiren Demirtaş, bu devleti nasıl aidat duygusuyla 'bizim devletimiz' diye göğüslerini gere gere ifade edeceklerini sordu. Nüfusun yarısından fazlasının hedef halinde olduğuna dikkat çekti Demirtaş, AK Parti tarafından düşman olarak gösterildiğini söyledi. Tahir Elçi'nin öldürülmesinin de hedef gösterilmesiyle bağlantılı olduğunun altını çizen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisine yönelik suikast konusunda bir gelişme olup olmadığıyla ilgili de "Hayır, olacağını da çok zannetmiyorum. Diyarbakır Valisi bizleri bilgilendirdi, henüz bir şeye ulaşılmamış. Çok ulaşılacağını da zannetmiyorum çünkü orada da bir mermi çekirdeğine ulaşılmadığı için görüntüler de bir şey çıkmadığını ifade ettiler. Dolayısıyla bir şey çıkacağını zannetmiyorum." dedi.

'SUÇ BÜYÜK OLDUĞU İÇİN ORTAYA ÇIKARILMASINA VESİLE OLAN HERKES ŞUAN BEDELİNİ ÖDÜYOR'

Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili bir soruya Demirtaş, "Hiçbir baskıcı ülke hiçbir gazeteciyi, gazetecilik için tutukladığını söylemez zaten. Hepsi kılıf bulurlar, yani önce kılıfı hazırlar sonra minareyi çalarlar. Türkiye'de de öyle yapılıyor. Dikkat edin tutuklanan hiçbir gazeteci için gazetecilik yaptıkları için içerideler demiyor. Ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, başka faaliyetten dolayı diyorlar. Onlar teröristtir, bölücüdür, casustur deyip bir kılıf buluyorlar. Ama hem Can Dündar'ın hem Erdem Gül'ün yaptığı faaliyet yüzde yüz gazeteciliktir. Bir gazete çıkardılar, manşet yaptılar, haber yaptılar. Bunun dışında hiçbir şey yapmadılar. Casuslukla suçlanacakları hiçbir şey yok. Ne gizli belgeleri devletin kasasından çaldılar, ne çalmak için uğraştılar. Birileri bir adli soruşturma yürütürken savcılık dosyasındaki fotoğraflar belgeler bir gazetede yayınlandı bu kadar. Fakat suç büyük olduğu için suçun ortaya çıkarılmasına vesile olan herkes şuanda onun bedelini ödüyor. Mevzu budur, gazetecilik yaptıkları için içerideler, tam bir utançtır Türkiye açısından. Umut ediyorum itiraz üzerine vicdanı halen yitirmemiş hakimler tarafından derhal serbest bırakılırlar. Şu yattıkları süre bile çok fazla, soruşturma açılması bile hukuksuzdur. Biz kesinlikle Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ile dayanışma içerisindeyiz. Baskı altında olan bütün medya grupları ile dayanışma içerisindeyiz. Bugünler geçecektir ancak Can Dündar ve Erdem'in de bu olay karşısındaki dik duruşları da özgür medya açısından son derece gurur vericidir." karşılığını verdi.

'BAŞBAKAN MEZAR KAZICI OLARAK SEÇİLMEDİ'

Bir soru üzerine Mardin Derik'te durumun pek iç açıcı olmadığını dile getiren Demirtaş, çatışmaların devam ettiğini söyledi. Sorunların çözümünün sokağa çıkma yasağı veya askeri operasyonlar olmadığına dikkat çeken Demirtaş, "Bu şekilde hükümet sorunları bitiremez. Hükümet hendekten rahatsız mı; Başbakan hendeği açanları o hendeğe gömeceğiz demek yerine bu hendeklerin niye açıldığının hendeği açanlardan dinlemek istiyoruz dese; bu çok daha medenice olur, çok daha siyasi açıdan akıllıca bir tutum olur ve sorunu çözme konusunda da çok etkili olur. Bir başbakana düşen şey, gençlerin niye hendek açmak zorunda hissettiklerini dinlemektir; onları oraya gömerim demek değildir. Başbakan mezar kazıcı olarak seçilmedi; ülkenin sorunlarını çözmek üzere oy aldı seçmenden ve görevi odur. Onun işi mezar kazmak, gençleri hendeğe gömmek değildir. O hendeklerin kapanması için gençlerle gerekirse diyalog kurmaktır. Kürt sorunu konusunda yeniden müzakereye dönmektir. Bu konuda çok cesaretsiz, basiretsiz bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu yaklaşımla hükümet sorunları çözmek yerine büyümesine yol açar." şeklinde konuştu.

Amerika'ya yapacağı ziyarete ilişkin bir soruya ise Demirtaş, bir konferansta açılış konuşması yapmak üzere davet edildiğini söyledi. Özellikle Ortadoğu, Suriye ve Türkiye'deki siyasal gelişmelerle ilgili partilerinin görüşünün oradaki çevreler tarafından merak edildiğini belirten Demirtaş, etkili bir konferans olacağını vurguladı. Belki basınla da bir araya gelebileceğini anlatan Demirtaş, Türkiye Büyükelçisiyle bir öğlen yemeğinde bir araya geleceklerini söyledi. Demirtaş, iki gün sonra da Türkiye'ye döneceğini belirtti. CİHAN