
ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldüğü saldırının ardından olay yerine başsavcı ve baro temsilcilerinin gittiğini hatırlatarak, “Onlara da roketle saldırılar yapıldı, bombalamalar yapıldı, silahla ateş açıldı. Biz demokratik hukuk kurallarını işletip varsa suçlular onları ortaya çıkarmaya çalışırken, oraya giden sivil ekiplere saldıranlar bu cinayetin gerçek failleridir.” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili yeni bilgilerin sorulması üzerine Davutoğlu, olayla ilgili araştırmaların şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılacağını aktardı. Davutoğlu, şunları kaydetti: “O günden bu güne gerek adli makamlarımız gerek güvenlik birimlerimiz olayın aydınlatılması bağlamında yoğun bir çaba içindeler. Buradan bu olayla ilgili bahsettiğiniz tarzda spekülasyonlar yapanlara çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer gerçekten bu olayın aydınlatılması isteniyorsa niçin olay yerine giden başsavcımızı, olay inceleme ekibini, hatta onlara eşlik eden baro temsilcilerine dönük olarak saldırılar yapılıyor. Eğer birileri bu olayın üstünün örtülmesini istiyorsa o birileri saldırıları gerçekleştirenlerin arkasındaki odaklardır. Olayın yaşandığı gün İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ile yaptığımız toplantıda derhal olay yeri incelemesi talimatı verdik. Olay yerine giden güvenlik birimlerimize ve başsavcımıza roketle saldırılar gerçekleştirildi. Arkasından yine olay yerine giden başsavcı ekibine bu sefer baro temsilcilerini de davet etme kararı aldık. Baro temsilcileri de olay yerine gitti. Onlara da roketle saldırılar yapıldı, bombalamalar yapıldı, silahla ateş açıldı. Biz demokratik hukuk devletinin kurallarını işletip varsa suçlular onları ortaya çıkarmaya çalışırken, kazaen kurşunun ötesinde bir sebep varsa, mutlaka bir suçlu var burada. Bunu araştırmaya çalışırken oraya giden sivil ekiplere saldıranlar bu cinayetin gerçek failleridir. Demek ki örtmek istedikleri bir mesele var.” ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ’A: ELİNDE HANGİ BELGE VAR DA BU KANAATİ SERDEDİYOR
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a sert tepki gösteren Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Demirtaş’a sormak lazım, elinde hangi belge var da bu kanaati serdediyor. Kendisi olay yeri incelemesi mi yaptı? Her olayda dönüp devlete 'katil' diye bağırmanın, her olayda dönüp sorumluyu polis ve askerde aramanın ne kadar yanlış olduğu geçmiş olaylarda ortaya çıktı. Eğer Sayın Demirtaş’ın herhangi bir şekilde söyleyecek bir sözü varsa olay yerine inceleme için giden ekiplere ateş açan o hainlere, teröristlere dönüp konuşmalı. Teröristleri arkasına alarak, yanında durarak ulaşacağı tek yer Tahir Elçi’nin katline sebep verenlerle iş birliği yapma konumudur. O gün orada 2 polisimiz de şehit edildi. Eğer o 2 polisimize saldırı olmasaydı Tahir Elçi de 2 polis de aramızda olacaktı. O polisimize saldıranlara hiçbir şey söylemeyenler, o saldıranların peşinden giden polislerin girdiği çatışma üzerinden spekülasyon üretmeleri aslında cinayeti örtme çabasıdır. Tahir Elçi’nin aile çevresi son derece vakur durmuşlardır. Elçi yaşasaydı kendisinin katledilmesine sebep olanları ortaya çıkaracak olan olay yeri inceleme ekibine saldıranlara dönük olarak adaletin gerçekleşmesine engel olmayın diye haykırırdı. Yine dönüp kendisinin cenazesini istismar ederek üzerinde İslami gelenekle taşınan bir örtüyü kaldırıp kendisinin ölümüne sebebiyet veren PKK teröristlerinin paçavrasını oraya örtenlerden hesap sorardı. Gerekiyorsa tek tek mahallere girilecek bu saldırıları yapanlar adaletin önüne çıkarılacak. Olay inceleme ekibimiz çalışmasını büyük ölçüde tamamlamıştır.”
‘TÜRKİYE DEAŞ’TAN PETROL ALIYORMUŞ’ GİBİ İTHAMLARLA TÜRK HAVA SAHASI İHLAŞİNİ ÖRTMEK DE MÜMKÜN DEĞİL
Rusya ile ortaya çıkan uçak krizi ile ilgili konuşan Davutoğlu, bu olayda Türkiye’de defansif bir şekilde hava sahasını savunduğunu anlattı. Türk uçaklarının Rus hava sahasını ihlal etmediğinin bilinmesini isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu: “İhlal edilen hava sahası Türk hava sahasıdır. Sınırımızın hemen öte yanında bir savaş cereyan ederken, mülteciler akın akın Türkiye’ye gelirken herhalde hava sahamızı ihlal eden uçakları 3 ihlalden sonra tekrar tekrar bu ihlallerine göz yummak sorumlu bir davranış değildir. Hiçbir şekilde böyle bir olayın yaşanmasını istemezdik. Ama yanı başımızda bir savaş cereyan ederken hava sahamızın ihlali karşısında da sessiz kalmamızı kimse bekleyemezdi. Karşılıklı suçlamalarla, Türkiye’ye dönük asılsız ithamlarla, ‘Türkiye DEAŞ’tan petrol alıyormuş’ gibi ithamlarla Türk hava sahası ihlalini örtmek de mümkün değil. Suriye krizi Türk-Suriye krizi değildir. Hatta Rus-NATO krizi de değildir. Ama bu tutumun sürdürülmesi sebebiyle şu anda maalesef Türkiye ile Rusya arasında bir krize dönüşmüş olmaktadır. Aynı zamanda NATO sınırı olduğu için de NATO Rusya arasında bir gerilim olarak uluslararası gündeme girmiştir. Bugünlerde bir NATO toplantısı var. Müttefik ülkelerle yakın temas içindeyiz. Rusya’ya çağrımız, askeri iletişim kanallarını açalım, ilişkilerimizin tekrar rayına girmesi için diplomatik ilişki kanallarımızı açalım. Daha büyük çaplı krizlerin önüne geçelim.” CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.