Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi tarafından “Yarınlara Farkındalık Projesi” kapsamında ayda bir düzenlenen psikoloji seminerlerinin ikincisi gerçekleşti.
Vatandaşlara yönelik düzenlenen seminerlerin ilkinde öz şefkat ve farkındalık konusu ele alınırken, ikincisinde ise kaygı ve korkular üzerinde duruldu. Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen “Korku ve Kaygıları Yenmek” konulu seminerde konuşan Dicle Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yunus Emre Ayna vatandaşlara korku ve kaygılarla baş etmenin ipuçlarını anlatırken, yardımcı egzersizleri de uygulamalı olarak gösterdi.
Şerife Hasoğlu Dokucu: “Hepinizin bu eğitime ihtiyacı var”
Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, seminer öncesi yaptığı konuşmada, Yarınlara Farkındalık Projesi kapsamında çalışmalarını sürdüreceklerini dile getirerek, “Korku, kaygı ve endişe konuları bizim özellikle her mahallede, her sokakta işleyeceğimiz bir konu. Eğer şu anda dinlerken aklınız başka bir yerdeyse siz burada değilsiniz demektir. Eğer hayatınızın herhangi bir döneminde ‘Acaba uçak düşer mi? Acaba yolda tacize uğrar mıyım? Acaba el alem ne der?’ gibi düşünceler aklınızdan geçtiyse hepinizin bu eğitime ihtiyacı var” diye konuştu.
Yunus Emre Ayna: “Her yaş döneminde bu kaygıları yaşayabiliyoruz”
Kaygı denildiğinde gençlerin aklına çoğunlukla sınav dönemi duyulan kaygının geldiğini dile getiren Psikolog Doktor Yunus Emre Ayna, her yaş grubundaki insanda kaygının görüldüğünü belirterek, “Kaygının birçok etki alanı var. En başta gündemde olan sınav kaygısı ile başlıyor. Evlerde en çok gündeme gelen konu bu ama hayır, biz yaşamın her alanında her yaş döneminde bu kaygıları yaşayabiliyoruz” dedi.
“Evham endişeye dönüşür”
Kaygının birden fazla boyuta sahip olduğuna da değinen Ayna, söz konusu boyutların katlanarak arttığına değinerek, “Evhamlarımız var. Bazı şeylerden evhamlanabiliriz. İçimize bir şey düşebilir. ‘Acaba çayın altını kapattım mı? Tülü çektim mi? Kapıyı kilitledim mi?’ gibi. Evham en düşüğüdür. Ondan sonra ufak ufak kurt kaynar içimizde. Evham endişeye dönüşür. İkinci basamağı endişedir. O kar tanesi evhamlar birleşti kartopu oldu. O kartopunu sürdünüz sürdünüz çoğalttınız ve kaygılanmaya başladınız. Arada kavram olarak bir heyecan var ama heyecanı genelde çok olumsuz olarak algılamayız. Bir şeyler bizi heyecanlandırır, onu kontrol edebiliriz, düzenleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
“Lütfen kendinle uğraşma, kendinle ilgilen”
Danışanlarına sık sık “Lütfen kendinle uğraşma, kendinle ilgilen” dediğini dile getiren Ayna, kaygı ve korkunun altında mükemmeliyetçi kişilik yapısının yattığını vurgulayarak, “Kaygı, korku, endişe aslında bir su damlası gibi ya da bir kar tanesi gibi her zaman için içimizde olacak. Kaygılanmanın ve korkunun temel kişilik yapısında mükemmeliyetçilik duygusu yatar” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.