Asrın Ozanı Mersin'de Anıldı

-

Aşık Veysel ölümünün yıldönümünde Tarsus’ta anıldı.
Tarsus Belediyesi öncülüğünde, Tarsus Türk Halk Müziği Derneği, Tarsus Sivaslılar Derneği ve Tarsuslu şairlerin katkılarıyla düzenlenen Aşık Veysel’i anma ve Nevruz Bayramı programı Kitap Kafe’de gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan Tarsus Sivaslılar Derneği Başkanı Hamza Çınar, belediye ile güzel bir etkinliğe imza attıklarını, belediyeye teşekkür etti.
Tarsus Türk Halk Müziği Derneği Başkanı Gazi Baydemir ise, güzel bir mekanda güzel bir etkinlik düzenlediklerini söyledi.
Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Aşık Veysel ülkemizin 20. yüzyılda yetiştirdiği, yeri doldurulamayacak en büyük ozanlarından biri olduğunu söyledi.
Başkan Can, “Türküler, İslamiyet öncesi Türk edebiyatının sözlü döneminden itibaren süregelen bir yapıya sahip olması dolayısıyla yüzyılların birikimini kuşaktan kuşağa aktaran çok önemli araçlardır. Türküler işledikleri konular itibariyle de toplumun duygu ve düşünce hazinesidir. Toplum yaşamının her anından bireysel konulara kadar her şeyi barındırırlar. Türkülerde kimi zaman bir annenin feryadı kim zaman bir aşığın hüznü ya da sevinci kimi zaman da bir bülbülün ötüşü kimi zaman Çanakkale’ye Yemen’e giden askerilerin ayak sesleri çınlar. Kültür hazinemizin en önemli ve edebi unsurlarından biri olan türkülerimiz geçmişi aydınlatarak, millete ait geleneği geleceğe aktarırlar. Türküler bizi biz yapan, bizi başkalarından ayıran en kıymetli değerlerimizdendir. Türkülerin her bir kelimesinde asıl özümüz saklıdır. İnsan hassasiyetinin derinliklerinden çıkarak bir kimliğe bürünen türküler zamanla milletin kimliği olurlar. Bu sebeple bir milleti tanımak, o millet hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsak öncelikle, o milletin kültür değerlerine bakmamız gerekir. Bütün kültür değerlerini özellikle bu kültür unsurlarından biri olan türkülerini unutan bir millet, özünü, geçmişini unutmuş, kimliğini yitirmiş, yabancılaşmaya, başkalaşmaya, mahkûm olmuş demektir.
Konu türkülerimiz olunca bu türkülere kaynaklık eden ozanlarımız da tarih boyunca içimizden, milletimizin bağrından kopup, söyledikleri şiirlerle, dörtlüklerle, duygu ve düşüncelerimize, acılarımıza, sevinçlerimize, sosyo-kültürel hayatımıza tercüman olmuşlar, sözel manada kültürel mirasımızın bir kısmının kaynağını teşkil etmişlerdir.
Ozanımız Âşık Veysel de bunlardan birisi, hatta ülkemizin 20. Yüzyılda yetişen, yeri doldurulamayacak en büyük ozanlarından biridir.
Edebi kişiliğine baktığımızda kendisi halk şiiri geleneğine bağlı kalmış, ancak bu geleneğe konu, sanat, ahenk ve hikmet yenilikleri getirmiştir. Yeni deyişler, taze kafiyeler kullandığı şiirlerinin kaynağı halk geleneğidir.
Onun şiiri yeniliklere açık güzelliğe sevdalı, bilhassa insan sevgisi üzerine kurulmuş, ama yine de efkar ile kuşatılmış yüce ve soylu bir şiirdir. İçinin aydınlığı şiirlerine bilgelik olarak yansır. Derin bir hayat felsefesi vardır. Bu felsefenin temelinde  sevgi bulunmaktadır. Dış dünyanın karanlığı onun içindeki cevhere ulaşmasını sağlamıştır. Görmese bile dış dünyada olanların da farkındadır. İnsan düşüncesindeki farklılıkların nelere yol açtığını aşağıdaki dörtlükte kısa ve derin bir biçimde ifade etmiştir.
İnsan topraktan yaratılmıştır. Ve sonunda bedeni yine toprağa geri dönecektir. Özümüz olan toprağın değerini anlatan şiirinde Veysel, onun nasıl sadık bir dost olduğunu anlatır. Toprağa çok farklı bir gözle bakmamızı sağlar. Saz şiirinin, gidilmiş yollardan, işlenmiş duygu, tema, mecaz ve kafiyeleri işlemekten ibaret olmadığını gösterin Aşık Veysel, halis aşık tarzının 20. yüzyılın ortalarında sürdürülebileceğini ispatlamıştır.  Aşktan, dostluktan, birlikten söz eden Veysel, kitabi öğrenim yapmadığı halde  şiirinin fikri bir derinliği vardır. Gerçek sanatçı hayatı, ölümü farklı bir gözle görebilen, halka bu bakış açısını şiirleri ile yansıtabilen kişidir. Aşık Veysel de birçok şiirinde dünyayı, ölümü, hayatı farklı bir gözle görüp farklı ifadelerle anlatmasını bilmiştir. Aşık Veysel, bütün toplumu kucaklayan bir felsefenin şairidir ve bu nedenle halk tarafından çok sevilmiştir.  Aşık Veysel duyduğunu, düşündüğünü ve söylemek istediklerini en sade, en açık ve en içten bir biçimde söyler. Şiirlerinde yurt ve toprak sevgisi bilinen söyleyişlerden uzak bir duyarlılıkla dile getirilir. Gözlerinin dış âleme kapalı olması ona çok farklı zengin bir dünyanın kapılarını açmıştır.
Biz de bu akşam Aşık Veysel gibi büyük bir değerimiz adına Tarsus Türk Halk Müziği Derneği, Tarsus Sivaslılar Derneği ve Tarsuslu şairlerimizin katkılarıyla sizlere böyle bir program düzenledik.  Belediyelerin görevi sadece imar faaliyetlerinde bulunmak değildir. Bizler, aynı zamanda şehrimizi sosyo-kültürel anlamda da kalkındırmakla yükümlüyüz” dedi.
Aşık Veysel’in hayatı anlatıldığı programda, Aşık Veysel’in türküleri de söylendi.