
Göğüs çöküklüğü bozukluğuyla 18 yıldır yaşayan Ahmet Yakup Karagöz, Medical Park Antalya Kalp Hastanesi’nde gerçekleştirilen kapalı ameliyatla sağlığına kavuştu.
Ameliyattan sonra aynadaki görüntüsünden çok memnun kaldığını söyleyen Ahmet Yakup Karagöz, “Görüntünün dışında doğabilecek başka rahatsızlıkların da önüne geçtik. Kapalı ameliyattan 10 gün sonra okuluma döndüm. Bu ameliyat yöntemi ve küçük yara izi sayesinde çabuk iyileştim. Çok şükür artık iyiyim. Doğumumdan beri benimle olan bu bozukluktan kurtuldum” dedi.
HASTALIK DEĞİL, YAPISAL BİR BOZUKLUK
Bir çeşit göğüs duvarı şekil bozukluğu olan ‘kunduracı göğsü’ hastalığının 300 doğumda bir görüldüğünü söyleyen Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Bülent Kargı, “Bu durum, göğüs kafesinin içeri çöküklüğüyle görülen bir bozukluktur. Bir hastalık değildir ama doğuştan yapısal bir değişikliktir. Nasıl bazı insanların kulağı kepçe, bazılarının burunları kemerli olursa; bu da göğüs kafesinin şekil bozukluğuyla oluşan bir durumdur” dedi.
AMELİYAT İÇİN 15 İDEAL YAŞ
Ameliyatın kemikleşmenin yeterince olmadığı gençlik çağında gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapan Op. Dr. Kargı, şunları söyledi:
”18’li yaşlardan sonra kemikler artık sertleştiği için operasyon daha zordur. Ayrıca ameliyattan sonra tekrar etme ihtimali de daha fazladır. Bu tip ameliyatlar için en ideal yaş, 15 olarak söylenir. Hastaya ve hasta sağlığına etkisine göre ameliyat zamanlaması planlanabilir. Bu ameliyatı gerçekleştirirken hem donanımlı bir hastaneye hem de konusunda deneyimli bir hekime ihtiyaç vardır.”
KLASİK YÖNTEM TERK EDİLDİ
Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar Türkiye’de bu tip ameliyatlarda açık yöntemin uygulandığını belirten Op. Dr. Kargı, “Açık yöntemde, etkilenen kaburgalar ameliyat edilir ve yaklaşık 15-20 santimetrelik bir kesiyle ameliyat yapılırdı. Ameliyatta istenilen şekil verilir ve verilen şeklin kalması için çelik materyaller yerleştirilirdi. 6 ila 12 ay içerisinde bu materyaller çıkarılırdı. Çocuk da bu şekilde hayatına devam ederdi. Günümüz şartları sayesinde artık bu tip klasik yöntemleri terk ettik” diye konuştu.
AMELİYAT SONRASI YÜZME VE YÜRÜYÜŞ SERBEST
Kapalı ameliyatlarda yaklaşık 3 santimetrelik kesiden kamera sistemiyle müdahale edilerek bölgeye ulaşabildiklerinin altını çizen Op. Dr. Kargı, “Nuss denilen bu kapalı ameliyat yönteminde, hastaya üretilen özel bir çelik yerleştiriliyor. Yara izi de az oluyor. Hasta, 2 yıl bu özel çelikle yaşıyor. Bu çelik, MR çekilirken sorun oluşturmuyor. Operasyon açık ameliyata göre kısa sürdüğü gibi hastanın iyileşme süresini de kısaltıyor. Hasta, bu süre zarfında ağır ve takım sporlarından korunuyor. Yüzme ve yürüyüş yapabiliyor” ifadelerini kullandı.
Op. Dr. Kargı, “Bazı kişilerde çok hafif, bazılarında ise daha fazla bir çöküklük olabilir. Bu durumun sağlık ve estetik açısından iki türlü ameliyat yöntemi vardır. Bu çöküklüğün arkasında kalp ve akciğer yer alır. İleri derecede deformiteli çocuklarda bu kemik, kalbi iteler ve yeterli derecede çalışmasını engeller” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.