Muhtarlardan Çözüm Sürecine Destek

Bilgi: Instagram'da @mersinhaber'i takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Doğu Anadolu Muhtarlar Federasyonu ve Bingöl Muhtarlar Derneği Başkanı Abdullah Butaku, devam eden çözüm sürecinde tarafların eylem ve söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Bu süreçte biz elimizi değil, kellemizi, vücudumuzun tümünü taşın altına koyma mecburiyetindeyiz" dedi.Yaklaşık iki yıldır devam eden çözüm süreciyle ilgili değerlendirmede bulunan Butaku, sürece ilk desteği veren ve çok ciddi çalışmalar içerisinde olan STK olduklarını ifade ederek, Türkiye'deki tüm muhtarların bu çözüm sürecine destek vermek zorunda olduğunu söyledi. Bölge muhtarları olarak ilk günden itibaren çözüm sürecinin en büyük destekçileri olduğunu vurgulayan Butaku, "Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde görev yapan muhtarlar olarak biz bu çözüm sürecinde biz elimizi değil kellemizi vücudumuzun tümünü bu taşın altına koyma mecburiyetindeyiz. Bizim birlikte yaşamaktan başka çaremiz yok. Aksi takdirde yarın çok geç olacak ve bunun hesabını gelecek kuşaklara veremeyiz. Gelecek nesil ?çözüme bu kadar yaklaşmışken niye mücadele etmediniz, sonuçlandırmadınız' diye bunun hesabını da bize soracaklardır" diye konuştu."TARAFLARLA GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ"Bu sorunun tarafı kimse her kesimle görüşmeye hazır olduklarını belirten Butaku, "Konfederasyon olarak konunun muhatapları kimse herkesle görüşmeye hazırız. Yeter ki bu sorun çözülsün ve kan akmasın. Önümüzde dönemlerde Hakkari ve Şırnak'a yapmayı planladığımız toplantılarımızda muhtarlarımızı bölge bölge ayırıp köylerdeki vatandaşlarımıza giderek sorunun kaynağını araştıracağız. Sıkıntıları nedir, sorunları nedir, istekleri nedir hepsini bir rapor haline getirip ilgili yerlere vereceğiz" ifadelerini kullandı."KAMUOYU YETERİ KADAR BİLGİLENDİRİLMİYOR"Çözüm süreci ile ilgili kamuoyunun yeteri kadar bilgilendirilmediğini söyleyen Butaku, "Ama biz bilmediğimiz şeyi niye destekliyoruz? Çünkü, artık kan görmek istemiyoruz. Artık vatandaş dağda silah, ovada panzer sesi duymak istemiyor. Bu konuda ümitliyiz. Yeter ki taraflar hem söylem hem eylemlerine dikkat etsin. Çözüm sürecine doğru giderken diğer yandan sorunun derinleştirilmesi söylem ve eylemlerinden vazgeçilmesi dikkat edilmesi gerekir. Zaman zaman meydana gelen münferit olaylarının bu çözüm sürecini baltalamaktan başka bir amaç taşımadığına inanmıyorum. Özellikle STK temsilcileri siyasi kimliğini bir yana bırakarak insani kimliğini ön planda tutmaları gerekir. Artık insanlar ölmemeli demelidirler. Siyasi fikrimiz ne olursa olsun hepimizin ortak noktası insanlık olmalıdır. Demokrasi içerisinde fikirlerimizi isteklerimizi ifade etmeliyiz. ?Ben Kürt'üm Kürtçe eğitim istiyorum' diyebilmeliyiz. Eğer biz çözümü gerçekten istiyorsak bunu başarmamız lazım. Bunu başarabilmemiz için de söylem ve eylemlerimize dikkat etmemiz lazım. Doğruları halka anlatabilirsek halklarımızın birbiriyle hiçbir sorunu olmadığını görürüz. Kürtlerle Türkler etle tırnak değil, eti tırnaktan ayırırsan acı çekersin, Türklerle Kürtler kemikle ilik gibi olmuştur. Eğer kemiğin içinden iliği boşaltırsan can verirsin. Kısacası biz bu topraklarda eşit haklarla birlikte yaşamak zorundayız. Bunun dışında da başka bir çaremiz yoktur" ifadelerini kullandı.